Sedat Peker'den Öztürkler Ailesine 5. Mektup [30.01.2007]
Mensubu olmaktan onur duyduğum saygıdeğer Öztürkler Ailesi.
Daha önceki mektubumda da belirttiğim gibi, muhabbetimize kaldığımız yerden devam edebilmek için mahkemeye çıkmadan önce bu son mektubumu kaleme alıyorum.
Yazmış olduğum bu mektup tahminime göre Salı günü sitemizde yerini almış olur. Mahkeme ile ilgili konulara bu mektubumda değinme gereğini hissetmiyorum ancak, ille de bir şey söylemek gerekirse, hakkımızda hayırlısı ne ise, o olsun diliyorum.
Bir önceki mektubumda belirttiğim üzere bu sefer ki muhabbetimizin konusu, Orta Doğu’da yaşananlar; Youtube’de ve Kürtçü, Ermeni sitelerinde hakkımızda edilen küfürlere söyleyeceklerim olacaktır.
Tabi ki son günlerde ülke gündemini meşgul eden Hırant Dink cinayeti ve merhum başbakanlardan Adnan Menderes ile ilgili de düşüncelerimi söylemek isterim.
Ben de herkesin yaptığı gibi, çocukluğumu ve yaşadığım eski günleri çokça hayal eder, kendi iç dünyamda yolculuklar yaparım. Tabi ki çocukluk çağlarını düşündüğümde aklıma gelen ilk şeylerden biri, Pazar günleri saat 11:00’de başlayan kovboy sinemasının oynadığı zamanlardaki anılarım oluyor. (Zannederim ki bizim yaş kuşağının gelmesini sabırsızlıkla beklediği an, genelde bu andı.)
Film bittikten sonra bütün çocuklar sokağa çıkar, oyuncak silahlarımızla kovboyculuk oynardık. Genelde kimse Kızılderili olmayı tercih etmezdi. Filmdeki esas kişi olmak için kovboyluk tercih edilirdi. Tabi ki bu genellemenin içine girmeyen farklı ve aykırı tipler vardı. Büyük bir gururla söylemek isterim ki, bende bu aykırı tiplerden biriydim.
Sayımız çok az olmasına rağmen, genelde (oyunda tercihini Kızılderili olmak için kullanan) biz kazanırdık. Ben ve birkaç arkadaşımın oyunda Kızılderili olmayı seçmesi bilinçli bir şey değildi. Biraz önce de belirttiğim gibi, bu sadece aykırı olabilmek adınaydı.
Bizi, bizden önceki ve sonraki nesilleri, hep Kızılderili düşmanı olarak yetiştirdiler. Kızılderililer çok kötü, zalim, kafa derisi yüzen, çocukları öldüren kimselerdi. Beyaz adamlar ise çocukları ve yaşlıları kurtaran, iyiliksever kahramanlardı.
Şu an sahip olduğum bilgilerden dolayı, o oyunlarda Kızılderili olmayı tercih ettiğim için her zaman kendimden razı oldum ve onur duydum. Kızılderililer hakkında öğrendiğim şeylerle ile ilgili sizlere bir-iki örnek vermek isterim.
Bir Kızılderili öğretisi şöyle der: “Tanrım, yarın savaş alanında karşılaşacağım düşmanıma da onur, cesaret ve bilgelik nasip et, böylelikle yarın ki savaşın galibi ben olursam elde ettiğim galibiyetten utanç duymayarak savaş alanından ayrılayım.”
|